Pages

Subscribe:

30 Aralık 2011 Cuma

2012..

Herkes yeni bir yıla girerken bir önceki yılın muhasebesini yapmaz mı içinde? Bende yapıyorum 1 haftadır ve görüyorum ki sağlığı, huzuru, mutluluğu yerinde olan, şanslı ve güzel bir yıl geçiren nadir insanlardanım. Çok büyük değişimler olmasına gerek yokki hayatta mutluluğu yakalamak için. Bence sabah kalktığında sevdiklerin en çok bir telefon kadar uzağındaysa ve herkes sağlıklıysa şükredip devam etmek lazım hayata...


O yüzden 2012' den beklentim çokta değil.. Bu yılın devamını sağlasın bana yeter. 2012' nin bana getirdiği değişiklikler inşallah mutluluğuma mutluluk katar...
Gelelim bu güne;
Herkeste bir hediye alışverişi, bir heycan.. Bence yılbaşı hediyesi küçük bir şeyler olup sadece hatırlandığını gösteren hediyeler olmalı. Bugün hediyesini verdiğim bir çok kişi arasında öyle üç kişi vardı ki.... Gözlerinde ben o mutluluğu gördüm ya bana yeter de artar bile. Birinci kişi; belki kendini önemsiz, farkındalığında olmadığımızı düşünen sevgili kat görevlimiz. tabiki de sende benim hayatımda yeri olan insanlar arasındasın. Senin o gülen gözlerinin içini görmek bana bugün çok keyif verdi. İkincisi aylar öncesi bir lafın arasında bir şeyi alamadığı için ne kadar bozulduğunu söylemiş olan ve daha o anda yılbaşı hesiyesinin ne olacağını bulduğum kişi... Gözlerinizin dolması ne kadar doğru bir insanla çalıştığımı bana bir kez daha kanıtladı. Üçüncü kişi de; aldığım şeyi ne kadar çok istediğini ve sabahın 6,30' da bile onu düşündüğünü duyduğumda içimdeki mutluluğu yaşatan kişi..
hediye almaktan ziyade sanırım hediye vermeyi çok daha fazla seviyorum ben:) Sarı kedim henüz iş yerinde olmadığı için ona hediyesini veremedim ancak eminim o da görünce çok mutlu olacak:)
o görmeden önce hediyesini siz görün bakalım:) Herkesin baş harflerini etamine işlediğim lavanta keselerim. Sanırım bundan sonra kanaviçe işine bayağ bir sardırıcam:)))








B, H ve Ç harfleri sevgili Bircan' cığımın hediyeleri. diğerleri ise yarın yılbaşını geçireceğim sevgili aile bireylerime.. Yarın tüm yılbaşı hediylerimi sizinle paylaşacağım.

 2012' nin sizin yılınız olmasını diliyorum.
MERVE

27 Aralık 2011 Salı

elçin' ciğimin çekilişinden..

Dün sabah güzel bir haberle başladım güne. Sevgili Elçin arkadaşımın beyaz küre bloğunda yaptığı yılbaşı çekilişini kazanmışım. Torpil diyenler için de arkadaşım çekiliş numaralarını bloğunda yayınlamış. Çok sevdiğim melek işli iğnelik bu sabah iş yerinde masama bırakılmıştı. Görünce çok mutlu oldum. 

Paketi açtığımda resminden gördüğümden de güzel bir melek karşıladı beni.



Bu meleği yeni evim için saklayacağım. Umarım bize de simgelediği kadar iyilikler getirir. Elçin' e bir kez daha buradan teşekkür etmek istiyorum. Eline sağlık canım :)
Bu arada bir kaç işim var şu aralar yayınlanmayı bekleyen. Yılbaşı ertesi tüm hediyeliklerim bloğumda sergide olacak.

Yılın son haftasını güzel kapatmanız dileğiyle...

23 Aralık 2011 Cuma

doğum günüm:)


Ne büyük hediyeler bekler gönül, ne de pahalı…. Sadece zoraki olmayan, içten bir tebessüm mutlu eder insanı. . etrafında olan insanları bilmek, güvenmek en önemlisi sevilmek. Ne kadar mutlu edici duygulardır. Öyle insanlar vardır ki en zor anlarında bir bakışları yeterde artar sana.
Ne kadar şanslıyım ki etrafımda bana bunları düşündürebilen insanlar var.. . En başta ailem ve nişanlım, sonra çok sevdiğim arkadaşlarım.
Bana dün yaşatmış olduğunuz o güzel duygular için hepinize teşekkür ederim. İyi ki hayatımın tam içindesinizJ
ps: canım aşkım ömrümüzün sonuna kadar hep gülsün yüzümüz:)

19 Aralık 2011 Pazartesi

yıl başı hediyeleri..

Yılbaşı hızla yaklaşırken ben bütün hediye hazırlıklarımı bitirdim :) Ancak hediyelerimi bloğumu okuyan arkadalarımdan dolayı burda paylaşamıyorum tabi... Yılbaşı için her yer süslü püslüyken evimiz boş mu kalsın yani o da süslensin tabi dedik ben de bir iki kare fotoğraf çektim.

Bu yılbaşı hediyelerimin çoğu el emeği göz nuru.. Tıpkı canım arkadaşım elçinin bizlere yaptığı çekilişteki gibi. Haydi bakalım herkes ELÇİN' İN BLOĞUNDAKİ ÇEKİLİŞE....




14 Aralık 2011 Çarşamba

bir yılbaşı çekilişi daha

makyaj günlüğü' nün bloğundaki çekilişe siz de mutlaka katılın. katılım için bir tık yeter:)

13 Aralık 2011 Salı

.......

Dün akşam bitirdim Gizli Anların Yolcusu' nu.. kitap hakkında tek bir şey söylemem gerekse Ayşe Kulin' in içine şeytan kaçmış:):) Yani işin esprisi bir yana da bugüne kadar Ayşe Kulin' in tüm kitaplarını gözüm kapalı bana okusalar onun yazdığını hemen anlardım herhalde. Sabitleşmiş uslübü, yalın anlatımı, kendinden bir şey bulacağın bir ufak parça. Ama bu kitap çok farklı. Üstünde Ayşe Kulin yazmasa inanmam onun yazdığına. Kötü bir kitap asla değil. Yine mutlaka yaşanmışlıklara değiniyor. Sadece bize biraz uzak hayatlar diyelim:) Kitabın en büyük özelliği ise elinizden bırakamayaşınız. Sürekli aklınız peki şimdi ne olacak sorusuna cevap arıyor. Bence yine de okumalısınız biraz değişik duygular hissettirse de kendini okutmayı biliyor bu kitap...

Bu aralar algılarım pek bir açık sanki..İnsanların asıl söylemek istediğiyle diline yansıyanı pek bir görür, hisseder oldum. Aslında hepimiz öyle değil miyiz? Suratımızda bir maske sabah başka rol, öğlen başka, akşam bambaşka..Kendimiz gibi olabildiğimiz dakikalar çok sınırlı. Belkide sadece uykularımızda. O da bilnçaltında gizlediklerinin dışa vurumuyla rüyalarda.. Tahammül edemediğim ise salak yerine konmak. Dışarıdan bakılınca neye benziyorum ki..Elbette söylenenlerin altında yatanları , arkasına saklananları çok iyi biliyorum. Sonra şaşırıyor insanlar. Sen nerden biliyorsun diye soruyorlar? Eh be salak bir bak kendine tek akıllı sen misin diye sormazlar mı adama????

neyse konuyu güzel arkadaşımın güzel fotoğrafıyla kapatalım da keyfimiz yerine gelsin:)

PS: Bizim iş yeri

8 Aralık 2011 Perşembe

çekiliş var:)

Arkadaşlar YAĞMURUN MODASI sayfasında çok güzel bir çekiliş var. Herkes katılsın mutlaka..

bol şanslar..

bebek bezinden süs pasta yapımı

Artık insan elinden gelmeyecek bir şey yok gibi. İnternet deryasında gezerken karşına çıkan binbir çeşit güzellikleri denemek çok zevkli. Sırf el becerilerini satan internet siteleri gün geçtikte çoğalıyor. Fabrikasyon ürünler yerini el emeğine bırakıyor. Herhalde insanlarımızın el emeğine yönelmesinin hobi dışında maddi durumlarla da ilgisi vardır diye düşünüyorum.

Velhasılı geçen hafta kuzenimin çocuğu oldu. Ne hediye alınsa gidilirken diye bir düşünce varken benim atom karınca yengem bebek bezlerinden yapılan pastayı görmüş bir sitede. Hemen yapabilirz diye düşündük ve başladık malzeme toplamaya. Yaparken daha iyi anladım ki ne kadar çok süs püs eklersek o kadar kendini gösteriyor pasta. Yani pasta dediğime bakmayın işte sadece pasta gibi 3 katlı olmasından dolayı adı böyle.

Yapması çok ama çok kolay. Hiç bu kadar çabuk bitebileceğini tahmin etmemiştim. Hemde tabi ki kendi ürettiğin bir şey olacağı için onun zevki de bir ayrı.

Malzemeler;
 
  • 50 adet bebek bezi ( bizim kullanıdığımız 3-6 kg arası bebekler için olandı )
  • 5 metre kurdele ( değişik renklerde olabilir )
  • çöp şiş çubuklarından
  • paket lastiği
  • çengelli ve yoplu iğne
  • isteğe bağlı süsler
  • bebek şapuanı, bebek pudrası, bebek yağı ( siz istediklerinizi koyabilirsiniz )
  • emzik, biberon, diş kaşıyıcı, ayıcık ( siz istediklerinizi koyabilirsiniz )
  • bebek havlusu ve bebek çorabı
Gelelim Yapılışına;

Öncelikle bebek bezlerinin tamamını rulo yapıp lastikliyoruz. Biz ev hediyesi olarak servis tabağı da hediye etmek istediğimiz için onun üstüne yapmaya başladık ama siz başka bir taban üzerine deneyebilirsiniz. İlk sıraya 25 adet bebek bezini yerleştiriyoruz.



 İkinci adımda devreye çöp şiş çubukları giriyor. İkinci sıra için tam hatırlamıyorum ancak 18 adet civarı bebek bezi ekliyoruz.Çöp şişleri ruloların içinden, bezleri delmeden alttaki beze de geçirerek sabitliyoruz. ilk katı ve ikinci katı kurdele ile sıkıca bağlıyoruz.


 

Daha sonrasında üçüncü katı için kalan 7 adet bebek bezini aynı şekilde çöp şiş çubuklarıyla ikinci kata sabitliyoruz. Bundan sonrası ise tamamen kendi kişisel zevkinize kalıyor. Biz üçücü katından sonraki kısma bebek havlusunu rulo yapıp iğneledik ve en üstüne top şeklinde oyuncak ekledik. Minik çorapları, uğur böceklerini, çıngırak, şapuan, emzik, diş kaşıyıcı ve minik biberon içinde ki şekerlemeleri gözümüze güzel gelecek şekilde ayrı katlara yerleştirdik. Sonuç ise umudğumuzdan güzel ve sevimli oldu. En son kuzenime götürürken üstünü jelatin ile kaplayıp kurdele ile bağlayacağız. Erkek olduğu için renk konusunda ve süs eşyalarında biraz kısıtlı kaldık. Kız bebek için daha sevimli süsler ve renkler kullanılabilir.






Bol hünerli günlere...


5 Aralık 2011 Pazartesi

dedemin insanları..

Herkese mutlu haftalar :)Pazartesi sendromundan kurtulmaya çalıştığım şu dakikalarda biraz bişeyler yazarak rahatlamak istedim. Dün akşam gittiğimiz "dedemin insanları" filmi yine klasik Çağan Irmak filmi... Bir aile hikayesi bu kadar mı başarılı anlatılır.. Her ne kadar filmin geçtiği yıllar itibariyle orta yaş kesmine biraz daha fazla hitap edip anıları canlandırmış olsa da, ben de gayet keyif alarak yer yer duygulanarak izledim. Eee Çağan Irmak filmlerinin olmazsa olmazı ağlamak değil midir zaten? Ama bu sefer diğerleri kadar insanın içine işlemiyor replikler. Yine de izlenmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum. Keşke insan ilişkileri eskilerdeki gibi kalabilseymiş....

2 Aralık 2011 Cuma

cup cake

hayatımın en hızlı geçen bir haftası oldu sanırım. göz açıp kapayıncaya kadar cuma geldi bile. Yorucu bir hafta olmasının yanı sıra, insan ilişkileri ( !!! ) bol bir haftayı kapatıyorum bugün...

dün gece, sonunda "küçük mucizeler dükkanı" adlı kitabımı bitirdim. çok keyif alarak okuduğum bir kitaptı. kış aylarında okunması gereken dört kadının hayatının ortak noktalarda birleştiği çeşitli hayat hikayeleri.. kitabı okurken kendimi yabancı bir film izlemiş gibi hissettim. kitabın geçtiği küçük bir örgü dükkanının içinde kendime de bir yer buldum. okunması gerekenler listenize almanızı tavsiye ediyorum.
Bu akşam da merakla beklediğim "Gizli Anların Yolcusu" kitabıma başlayabilirim:)




Gelelim şimdi Cup Cake' lere..

Geçen sene nişanlımın doğumgünü için hazırladığım ve orijinal olduğunu düşündüğüm Cup Cake'leri sizlerde yılbaşında gelen misafirleriniz için hazırlayabilirsiniz.. güzel bir hediye olabileceğini düşünüyorum.



ben limonlu bir cup cake tarifi yapıp üstlerini çikolata ganajı ile kapladım. pasta süsleri ve bonibonlarla üzerilerini süsledim. kürdanları 3 boy şeklinde kesip kağıtların arkasına bantladım. kağıtların üstlerine renk olması açısından kırtasiyeden aldığım sticker' ları yapıştırdım. harfleri ise bilgisayardan beyaz kağıda bastırıp deodorant kapağı ile kestim. yıldızları sarı kedimin delgeçiyle yaptım ancak siz değişik şekilleri kullanarakta yapabilirsiniz. biraz vakit alıyor ama gece sonunda alınan güzel tepkiler herşeye değer..

Sevgiyle kalın...



28 Kasım 2011 Pazartesi

günlerden pazartesi:)

Yoğun bir haftasonu programından çıktığım bugün işe gitmek benim için oldukça zor geldi. İş için gittiğim İstanbul gezimin her bir dakikasını dolu dolu geçirdim diyebilirim. Çok farklı bir şehir..Her kesimden insanı yutmuş ama içine sindirememiş sanki...hem ziyaret hem ticaret işte iki günlük gidilen geziden biz kendimize İstanbulun güzel taraflarından payeler aldık.

Gelelim bu kadar yorgunluğun üzerine gelen ilk iş gününe.. Tam bir kabus..Haftasonu başlanan tadilat sabah  masamın ve hiç bir oda kavramının yerinde olmadığımı gördüğümde uykumu açmaya yetti. Bol tozlu dumanlı bir gündü. Bu kadar toz dumanın arkasından gelecek güzel bir iş ortamına değer mi? sanırım tartışmaya açık bir konu..Düşünüyorumda insanların içinde de böyle tadilatlar olsa sonra eskiye dair herşey un ufak olup yeni yeni güzel şeyler yerini alsa..ben halimden mutluyum tabi ama bunu isteyen çok insan vardır herhalde..

Neyse şimdilik size bir kaç İstanbul fotoğrafı;





24 Kasım 2011 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Ortaokulda çok ama çok sevdiğim bir türkçe öğretmenim vardı kulakları çınlasın.. o kadar hayrandım ki ona bütün kariyer planlarımda sırf rol model o olduğu için öğretmen olmak vardı hep..Derse girişindeki tavrı, kıyafetleri hep o yaş dilinden konuşması hayranlığımın nedenleri arasında oldu.. hayatımda o yaşıma kadar hiç kitap okumayan ben O' nun sayesinde kitapları elimden bırakmaz oldum..Kendisi bendeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu bilmesede O' na çok şey borçluyum...

Hayallerimdeki gibi Türkçe öğretmeni olamadım ama iki çocukluk arkadaşımın Türkçe öğretmeni olmasıyla beraber öğretmen olsam da yapamayacağımı öğrenmiş oldum:) Sanırım mesleğin gereği olan sabır benim kişilik özelliklerimde yok:)


Başta iki güzel arkadaşım olmak üzere tüm Öğretmenlerin Öğretmenler gününü kutlarım. Ve Başöğretmenimizi saygıyla anarım....

Tatlı Lor Keki

Güzel bir sabaha uyandığım bir gün..Yarın Cuma haftasonu tatili ve İstanbul yolcusu..Her ne kadar iş sebebiyle gidilmiş olsa da arkadaşlarla gidilen her yer keyifli olur diye düşünüyorum.

Güzel bir güne güzel bir kek tarifi. Tavsiye ederim yumuşacık bir kek oldu.


 Tatlı Lor Keki için Malzemeler
  • 250 gr tatlı lor
  • 4 yemek kaşığı süt
  • 1 su bardağı + 3 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 adet limon kabuğu rendesi
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 avuç kuru üzüm
  • Üstü için pudra şekeri
  • (180 derece yaklaşık 30dk )
 Herkese afiyet şeker olsun:)

23 Kasım 2011 Çarşamba

Gizli Anların Yolcusu...

Gizli Anların Yolcusu Ayşe KULİN... Bu yazarın kitapları olmazsa olmazlarım arasında benim. Mutlaka kendimden bir şeyler bulduğum okumaktan keyif aldığım kitaplar. Şimdi de tazecik bir kitap çıkarmış. Hemen aldım tabi ve okunacaklar sırasında ilk sırayı verdim. Arka kapağında yazanlar ise kitabın etkiliyiciliği konusunda bana ayrıca fikir verdi.

Uzun zamandır çıkmadığı yollarda kaybolanların hikayesi..
Aşkın değiştirdiği ve bir daha hiç aynı olmayacak hayatlar..
Pek çoğumuzun anlatmakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı.. 

İyi okumalar dilerim..

22 Kasım 2011 Salı

İLK ADIM...

İlklerin her zaman ayrı bir heycanı vardır sanki insanın içinde..
Şuan o heycanı yaşıyorum içimde..
Çok uzun zamandır düşündüğüm fakat birazcık çekindiğim bir eylemdi blog açmak..
Her sabah onlarca kişini blogunu okumak ama kendininkine cesaret edememek.. Birazda sarı kedi  tetikledi beni. İyi mi oldu kötü mü bilemiyorum artık. Aklımdan geçen bir sürü işe yarar yaramaz şeyleri paylaşmak niyetim...

Mutlu kalalım...