Sonunda yoğun iş temposuyla başladığım bu haftanın da sonu geldi... Günler o kadar hızlı geçiyor ki Eylül ayının tadını çıkaramadan Ekim ayına yol aldık bile.. Yazın cıvıltılı ruh halini geride bırakmakla beraber, sonbaharın rehaveti üstümüze çökmüş durumda.. Hemen atmak lazım :)
Yarın akşam dostlarım bizde yemekte.. Evli olmanın , kendine ait bir yaşam alanı yaratmanın en keyifli yanlarından biri de bu işte.. dostlarla geçirilen uzun akşamlar, sofrada geçirilen uzun sohbet saatleri.. Eve geç kalma derdi yok, sınır yok, paylaşımlar çok :)
Hayatta şansın insanın yüzüne gülebildiği nadir kişilerden sayılırım.. beni seven bir eşim, hatırı sayılır dostluklarım, her derdimi paylaştığım kardeşlerim, hayatıma destek bir ailem, ruhen ve bedenen sağlıklı bir halim var benim..
Küçük şeyleri dert etmek yerine, aslında hayatta sıradan gözüken, ancak kaybettiğinde değerini anlayabileceğin şeylerin varlığına şükretmek lazım değil mi??
Herkese musmutlu haftasonları :)
28 Eylül 2012 Cuma
21 Eylül 2012 Cuma
sonbahar kokusu
İzmir' e ilk yağmur düşerken içime de düştü sanki o damlalar.. çok seviyorum eylül'ün bu hüzünlü havasını...insanın kendine biraz daha döndüğü, yoğun yaz aktivitelerinden kopmaya başladığı, eğlencelerin yerini yavaş yavaş ev oturmalarının aldığı, sereserpe kıyafetlerimizi hırkalarla süslendirdiğimiz sonbahar, yoğun toprak kokusu, yer yer melankoliklik:)
İnsan her zaman enerji dolu olamıyor, her zaman arkdaşlarıyla kahkaha atıp dağıtamıyor.. Özüne dönmesi gerekiyor. Bunu yapamayanlar ise bence kendi "öz"' lerinden kokuyor. Kendine bile itiraf edemedikleri gerçeklerden belki de..
İnsan her zaman enerji dolu olamıyor, her zaman arkdaşlarıyla kahkaha atıp dağıtamıyor.. Özüne dönmesi gerekiyor. Bunu yapamayanlar ise bence kendi "öz"' lerinden kokuyor. Kendine bile itiraf edemedikleri gerçeklerden belki de..
27 Ağustos 2012 Pazartesi
Hyatın her döneminde insanı meşgul eden şeyler mutlaka çıkıyor e biz her dönemimizde hayatımızın yoğun olduğu günleri yaşadığımızı zannediyoruz. Oysa bilmiyoruz ki her gelen gün bizim için daha koşuşturmalı, daha yorucu, daha vurucu... eskiden kendime zaman ayıramadığım zamanlarda şikayetçi olurdum çoğu zaman. Şimdiyi bilseydim olur muydum hiç :)Şimdi ise geleceği bilsem :) Hrkesce genel geçer döngü bu işte. Kimse için ne bir eksik ne bir fazla. yaşanması zorunlu..Şkayetçi değilim, memnuniyetsiz hiç değilim..Ama yine de bir özlem gelip gitmiyor değil arada eskilere...
B satırlar;hayatın koşuşuturmasına yeni başladığını farkeden "benin" duygularıdır....
Sygılar,sevgiler...
31 Temmuz 2012 Salı
ben geldim:)
çok uzun zaman oldu yazmayalı.. Bu dönemde hayatımda değişenler ise bi hayli fazla. yazmak için biriktirdiğim çok yazım, paylaşmak için beklediğim çok resmim var elimde..
bekar statüsünden çıkalı bugün itibariyle 1 ay 11 gün olmuş :) içimde ev hanımlığı mı varmış bilmemekle beraber çabuk alıştım diyebilirim evlilik hayatına:) tabiki zorluklarını saymaya gerek yok malum :))) ama yine de şöyle akşam olup çayını demleyip eşinle birlikte ayaklarını uzatıp televizyonun karşına geçtin mi hiç bir zorluk kalmıyor geriye düşünülecek..
İlerleyen günlerde kına ve düğün detaylarının yanı sıra ev detayları ile yeni yazılarda görüşmek üzere:)
hoşgeldim ben...
bekar statüsünden çıkalı bugün itibariyle 1 ay 11 gün olmuş :) içimde ev hanımlığı mı varmış bilmemekle beraber çabuk alıştım diyebilirim evlilik hayatına:) tabiki zorluklarını saymaya gerek yok malum :))) ama yine de şöyle akşam olup çayını demleyip eşinle birlikte ayaklarını uzatıp televizyonun karşına geçtin mi hiç bir zorluk kalmıyor geriye düşünülecek..
İlerleyen günlerde kına ve düğün detaylarının yanı sıra ev detayları ile yeni yazılarda görüşmek üzere:)
hoşgeldim ben...
12 Haziran 2012 Salı
vedalar, başlangıçlar, değişik duygular..
Her veda yeni bir başlangıç mıdır?
Uzun zamandır yazamadığım bu dönem içerisinde evim artık tam anlamıyla bitti :)) Nazar değmesin ama pek bir yolunda gitti herşey... Hazırlıklar son sürat devam ederken davetiyler dağıtıldı, her yeni güne hep yeni heycanlarla uyanıldı. Biraz buruk çokça mutlu....
Bu heycanlardan bir tanesi de cuma akşamı idi... Sözlerle ifade edemeyeceğim kadar değerli olan iki arkadaşım, kardeşlerim..Burcu ve Aslı..
Bana yapmış oldukları Bekarlığa Veda Partisi, değme organizatörleri cebinden çıkartır, çarpar, böler hatta toplar :) Her şey en ince ayrıntıya kadar düşünülebilir mi acaba?? Ve en önemlisi hiç bir sorun çıkmadan o kadar kişi bir ortak noktada buluşturulup bu kadar eğlenebilir mi??
Yer denizin dibi..Hafif İzmir rüzgarı..Fonda harika şarkılar...Her baktığım yerde en özel dostlarım..Gülen yüzler , arada ağlayan gözler..Herkesin elinde tefler, marakaslar...Üstümde bir Mrs. AKIŞ tişörtü:) Daha ne olsun ki..İşte size fotoğraflar...
Etiketler:
bekarlığa veda partisi,
brıde to be,
evlilik hazırlıkları
28 Mayıs 2012 Pazartesi
Evim için çarpı işi
Merhaba,
Uzun zamandır birşeyler yayınlayamıyorum. O kadar yoğun ve yorucu bir dönemdeyim ki ruhen ve fiziken kendimi pek iyi hissettiğim söylenemez. Evlilik zor mu bilemem ama evliliğe adım atmak bir hayli zormuş onu anladım. Evinden toplanan her bir parça, ruhundan da aynı oranda eksiliyor. Her daim bir göz dolma anı, iç burkulması ve o günü düşünmek. Nasıl bir tezatlıktır ki yaşanan...En mutlu olduğun an ile mutsuz zolduğun an içiçe.. Evimiz bitmek üzere.. Sadece halılarımız kaldı. Hayallerimin resmini evimde görebiliyorum.O yüzden şanslı kesimden sayılırız. Her şey gönlümüze göre oldu. İlerleyen zamanlarda tek tek her bir köşesini sizinle paylaşacağım. Şimdilik sadece bir köşesiyle idare edin:)
Koltuklarımızın desenine uygun çarpı işi yapmak istedim ve kısa bir sürede bitti ancak çerçeveletinceye kadar sizinle paylaşmak istemedim. Şimdi çerçevelettim ve evimizin en güzel köşesinde gramafonumuzun yanında yerini aldı :)
9 Mayıs 2012 Çarşamba
Annem...
Yıllar önce bir kompozisyon yarışması için anneme bir mektup yazmıştım. Ama daha sonrasında yarışmaya göndermek yerine sadece annemde kalsın ona özel olsun istedim..Kompozisyonun adı "Gün Işığım" idi. Şimdi düşünüyorum da insanların etrafındaki kişilere olan duyguları nasıl değişkenlik gösterebiliyorsa anneye duyulan sevgi ve hissiyat da bir o kadar değişmiyor. Belki 12 sene oldu yazıyı yazalı ama annem hala benim gün ışığım. Özellikle şu dönemimde farkettimki ister yükü üzerimden atma olsun adı isterse işten kaçma, o evet diyorsa evet o hayır diyorsa hayır olabiliyor çoğu karar.
Onun evet dediği şeylere o kadar körü körüne gidiyorum ki işte asıl güven duygusu bu olsa gerek. Yoksa lafta kalmış eşine dostuna sarfettiğin güven sözleri. Gözün kapalı gidebiliyor musun başkasının gösterdiği yoldan??
Onun evet dediği şeylere o kadar körü körüne gidiyorum ki işte asıl güven duygusu bu olsa gerek. Yoksa lafta kalmış eşine dostuna sarfettiğin güven sözleri. Gözün kapalı gidebiliyor musun başkasının gösterdiği yoldan??
Karşıyım ben öyle özel günlere aslında.. 364 gün kıymeti zar zor bilinen şeylerin neden 1 gün özeli olsun ki. Gösterebiliyorsan eğer sevgini diğer günlerde de hediyeler falan hikaye kalıyor bunun yanında.
Şimdi bu yazıyı okurken gözleri dolar anneciğimin.
Anneler günün şimdiden kutlu olsun annem. İyi ki varsın!!
17 Nisan 2012 Salı
Audrey Hepburn..
Merhabalar,
Ne zaman başladığımı hatırlamıyorum bunu işlemeye. Sanırım çok oldu :) Ama zamanlama da güzel oldu. Özge için işlemeye başlamıştım ve tepsi olacaktı güya:) Son moda pop art kumaşlar karşımıza çıkınca Özge salonu elden geçirmeye karar verdi. Zaten kırmızı, siyah ve beyazın hakim olduğu salonuna bir de bu kumaşlardan yastık ve runner eklenince işlediğim caaanıım Audrey' im de evde baş köşesini almış oldu:) Ehhh sanırım güzel de oldu:)
Aslında kendi evim için bir şeyler işlemeyi çok istiyorum buaralar. Ama vaktim çok sıkıtlı. Sürekli eşya peşinde dolanıyorum:) Bir de tabi evin tam şekli ortaya çıkamadığı için hangi renkleri kullanacağıma karar veremiyorum. Sanırım bir müddet kanaviçelerim askıda kalacak gibi gözüküyor.
Sevgiler,
10 Nisan 2012 Salı
beyaz küre' de çekiliş
sevgili arkadaşımın bloğunda çekiliş var..katılım için tık tık
9 Nisan 2012 Pazartesi
Nisan' a Peppe'li Cup cake
Haftasonu Nisan' ın doğumgünüydü. Tam bir peppe aşığı olan Nisan için hazırlanan herşey ve alınan hediyelerin çoğu Peppe ile ilgiliydi.
Ne kadar güzel çocuk olmak. En çok kimi seviyorsun sorusuna bile alınan cevap anne , baba, peppe olabilecek kadar masum..Organizasyonun onun için yapılmış olması, heryerin sevdiği karakterle dolu olması nasıl da mutlu etti miniciği..
Nisan' ın pastanın üstündeki şeker hamurundan yapılmış peppe' yi her öpüşünden sonra dudaklarını yalaması, Peppe' nin aklında hep yenecek bir şey olarak kalma riski de doğurmadı değil.
Tüm bu Peppe sevgisi için ben de Nisan' a ufak bir sürpriz hazırladım. Nisan dahil herkesin çok hoşuna gitti. Bu cup cake' leri yapmak çok ama çok zevkli:)
19 Mart 2012 Pazartesi
İzmir' de yaşamak
Etrafın yemyeşil olduğu, güzel sohbetler, en şahane dostalar ve tatlarla dolu bir öğle yemeğinden ofise döndükten sonra oturduğum yerde, kafamı bilgisayardan kaldırıp şöyle bir sola doğru çeviriyorum ve gördüğüm manzara;
- Denizin üstü güneş yansımalarından ışıl ışıl,
- Denizin tam ortasında arkasından kocaman köpükler çıkartarak ilerleyen bir Karşıyaka-Konak vapuru
- Sere serpe insanlarla dolup taşmış bir cumhuriyet meydanı,
- Sürü halinde uçan bir sürü kuş,
- Paten kayan, bisiklet binen, kuşalara yem atan bir sürü çocuk...
- Kulağımda da bir müzik" ben her bahar aşık olurum "...
Söyler misiniz bana nasıl şimdi tekrar kafamı çevirip bilgisayara odaklanayım ki:) O kadar güzel bir hava varki bugün İzmir' de!! İnsanın içi cıvıl cıvıl, kafası bomboş..Seviyorum seni İzmir:)
16 Mart 2012 Cuma
en özeli
Neyleyim ben 14 Şubat' ta gelen çiçeği..Gönderilmek için herhangi bir özel gün beklemeyen, herhangi bir tartışmayı beklemeyen bir çiçek en kıymetlisi benim için...Durup dururken sadece içinden geldiği için, sadece sen onu gördüğünde mutlu ol, sevildiğini bil diye, havayı her soluduğunda o çiçeğin kokusuyla birlikte onu da yanında hisset diye gelen bir çiçek.. İşte en özeli, en duygusalı..Teşekkür ederim canım aşkım. Bende seni çok seviyorum.
13 Mart 2012 Salı
biber
Boşuna tuzu biberi olmadı ya bu bloğun adı... Mutlulukta var hüzün de işte. Buyrun bakkalı kaybettik cuma günü. Buyrun bakkal onun lakabı namı eğer bacanak.. Yüzünde hiç bir zaman eksilmeyen o gülümse inşallah öbür hayatında da devam eder enişte. Mekanın cennet olsun..
5 Mart 2012 Pazartesi
EV''' li
Kelimenin mecazi mi gerçek anlamı mıdır bilinmez ama biz artık ev' liyiz:)) Yani evimizi tuttuk. Hayallerim her gün değişiyor. İki gündür evle yatıp ev ile kalkıyorum. İçim bir pırpır. Evin fotolarını şimdilik eklemiyorum. İleride öncesi sonrası yapmak için:))
herkese iyi haftalar
28 Şubat 2012 Salı
shopaholıc' ten çekiliş
bu güzel çekilişe katılmak için tık tık :)
23 Şubat 2012 Perşembe
20 Şubat 2012 Pazartesi
Yazacak birşeyler bulunur elbet:)
Yazamıyorum uzun zamandır. Yazamadığım zamanda izin kullandım. Bir güzel dinlendim demeyi çok isterdim ancak çarşı pazar gezdim bütün hafta. Gelinliğimi seçtim, ıvır zıvırlarımı aldım. Çok iş hallettim yani. O kadar garip bir duygu ki şu gelinlik insan giydiği anda ruhu güzelleşiyor, durulaşıyor, saflaşıyor aynı görüntüdeki gibi. Gözlerim dolu dolu olsa da tuttum kendimi ağlamamak için. Tam hayallerimdeki gelinlikti üstüme giydiğim. Prensens gibi.. Sıra geldi ev ve mobilyalara. İnşallah bu işleri hallettiğim hız kadar onlarda da nokta atışı yapabilirim.
Yeni bir kanaviçe işine başladım ama ne zaman biter bu tempoda Allah bilir. Kanaviçeden tepsi yapıcam Özgeye. Bu arada iki lavanta kesesi daha yaptım. Canım arkadaşlarım Burcu ve Aslıya benden hediye gitti.
3 Şubat 2012 Cuma
İzin Öncesi
İki gün önce üniversitedeki ev arkadaşım geldi İzmir' e.. Nasıl mutlu etti beni.. Hani senelerce görüşmeseniz bile bir telefon konuşmasıyla başlanır ya kaldığı yerden devam etmeye. Aynen öyle işte. En son 2 sene önce yüz yüze görüşmüştük, yazında telefonla konuşmuştuk. Çok zaman geçti üstünden ama biz sanki dün ayrılmışız gibi bugün beraber güldük eğlendik. Kız kardeşim gibiydi o benim benden üç yaş küçük. o büyüdü , onunla birlikte bende büyüdüm. Şimdi ona vermek istediğim şeyleri almış iş sahibi olmuş birini görünce karşımda çok hoşuma gitti. Bana çok değişmişsin dedi. O kadar durgunlaşmışım ki bıcır bıcır değilmişim artık. Aynaya baktığımda nedense aynı duyguları ben de o kadar net hissediyorum ki:(( büyümek bu mu , yoksa adı olgunlaşmak mı bilmiyorum. Tek bildiğim içimdeki çocuğun yok olmasını istemiyorum. Ama sanırım geç kaldım:(
Dün izmire kar yağdı seneler seneler sonra. Ne mi oldu? Tabi herkes bir aptallaştı:) Alışıkmıyız biz kara. Bıraktık işi gücü saldık kendimizi meydana. Herkes çocukluğuna döndü tekrar. İşte size "bizim karımızdan" görüntüler:))
Bugün itibariyle izne ayrılıyorum. Bu kız ara verir bir hafta herşeye:)) Çok planlarım var bu beş gün ile ilgili, ne kadarını gerçekleştirebilirim bilmem. İzninde gelinlik seçimini de yapacağım. Bakalım ne duygu yoğunlukları bizi bekler.
20 Ocak 2012 Cuma
KARAMEL DÜNYASI
Bir kaba un, yağ ve kabartma tozunu ekliyoruz. Daha sonra şekeri teflon tavada orta ateşte eritiyoruz. Rengi istediğimiz tona ulaşınca üzerine soğuk olan kremayı ekliyoruz ve bekletmeden karıştırıyoruz. Hazırladığımız karamelize karışımı un karışımına ilave ediyoruz ve yoğuruyoruz. Ceviz büyüklüğünde şekiller verip toz şekere bulayıp 180 derece fırına verebeliriz. İstersekte daha küçük boyutta yuvarlaklar yapıp fırından çıktıktan sonra üstüne pudra şekeri serpip kahvelerin yanına ikram edebiliriz
NOT: Pişirme süresi yaklaşık 10 dk. gözünüz fırında olsun:)Ayrıca fırından çıktıktan sonra 5 dk kurabiyenin sertleşmesini bekleyip, servis tabağına öyle almanızı tavsiye ederim.Kapalı bir kapta 1 hafta kadar saklanabiliyor
17 Ocak 2012 Salı
Kitap Kurdu
Uzun yazılar yazamadığım elimin sığ olduğu bir dönemdeyim..Beynimden geçen çok aslında da parmaklarımdan dökülemiyor işte cümleler, nedendir bilinmez...Kafam yorgun, vücudum yorgun...tatil tatil tatil diye sinyaller çakıyor her bir hücrem..
Haftasonu bir sürü kitap aldım hepsini de kendimce bir sıraya soktum..
Önceliği çoookk eski bir kitap olan "puslu kıtalar atlası' na" verdim. ( sevgilimin okumam için yoğun ısrarları üzerine )
Sonrasında "küçük mucizeler dükkanı"nın kahramanlarını unutmadan ikincisini de okumak lazım dedim ve "bir yumak mutluluk" kitabı 2. sırada yerini aldı :)
Üçüncü sıraya tarihi dokusunun bol olduğunu düşündüğüm "elma çekirdeği" kitabını koydum...
Ve son olarak arka kapağından iki kadının iç acıtıcı hikayesi olduğunu anladığım "Araf"' ı okumaya karar verdim.
Hayatım hiç yoğun değilmiş gibi, beynim çok boş, kitaba tamamen kendimi verebilecekmişim gibi aldım bu kitapları. Ama ne yapayım dayanamıyorum söz konusu kitap olunca. Puslu Kıtalar Atlası' nı okumaya başladım bile. Haydi bakalım gözlerime kuvvet:)))
4 Ocak 2012 Çarşamba
sandıktan çıkanlar...
Annemin çeyiz sandığının içindekiler şu sıralar benim çeyizim için geri dönüşüme alındı :) Bir zamanlar gri simli, ışıl ışıl komple dantel olan yatak örtüsü tek tek motiflerine ayrılarak yeni bir yatak örtüsü haline getirildi. Motiflerin ortalarına ise güzel güzel inciler işlendi.
ve böylelikle sıfırdan bir yatak örtüsü daha olşuturulmuş oldu...
Bunun yanı sıra parça parça kalan bir kaç dantelin birleşiminden çay servisi için oluşturulan masa örtüsünün üzerine, antika sayılabilecek turuncu takımlar da eklendi:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)